Ant-Man and the Wasp: Quantumania (2023) – Ant-Man ve Wasp: Quantumania Detaylı film inceleme

Marvel Sinematik evreninin beşinci fazını başlatacak olan Ant-Man serisinin üçüncü filmi; Ant-Man ve Wasp: Quantumania vizyona girdi. 

Kendisinin bir Avenger olduğuna hala inanamayan eski suçlu yeni kahraman Scott Lang, tüm olan bitenden sonra artık San-Francisco’da bir kahraman gibi yaşamakta ve çevresi tarafından da bu şekilde kabul görmektedir. Kovulduğu dondurmacıda 100 yılın çalışanı seçilmiş hatta sevgilisi Hope ile kırmızı halıda bile yürümüş ve insanlar ona hep aynı şeyi söylemiş; “Teşekkürler Spiderman”. Artık Scott’ın en büyük eğlencesi maceralarını anlattığı kitabının tanıtımlarına katılmak en büyük sıkıntısı ise annesine koruma sözü vererek yanına aldığı kızı Cassie’nin aktivist eylemlerinin sonuçlarında aldığı cezalardır.

İlk iki filmde küçücük bir kız çocuğu olan Cassie büyümüş ve çevresindekilerden etkilenerek O da bir bilim insanı olmuş, olmuş ve de geri durmamış kuantum dünyasına dalarak bir alet icat etmiş. Aleti “derin uzay için bir uydu gibi ama kuantum” şeklinde tanımlıyor. Yani kuantum alemine yolladığı sinyallerden aldığı karşılıklarla bir harita oluşturan teleskop gibi bir alet. Cihaz çalışırken ve Cassie ne olduğunu tanımlarken Janet lafa giriyor ve “kapat şunu” demeye kalmadan olan oluyor ve dünyamızdan kuantum alemine sinyal gönderen cihaz kontrolden çıkarak bir portal açılmasına sebep oluyor. Sonrasında hepsi çekilerek bambaşka bir dünyaya ışınlanıyorlar fakat sorun şu ki iki grup halinde başka yerlere savrularak birbirlerini kaybediyorlar. 

Cassie ve babası, kuantum aleminin yerlerinden yurtlarından edilmiş kaçak ve göçebe yaşayan isyankâr halkı tarafından ele geçiriliyor. Yabancı oldukları çok belli olduğu için öncelikle tehlike olarak algılansalar da neyse ki içlerinde zihin okuyan bir karakter var ve o sayede masumiyetlerini kanıtlıyorlar. Tek amaçları ailelerini bulup evlerine geri dönmek. Diğer yandan Hank, Janet ve kızları Hope ise bu garip dünyanın başka bir köşesine düşüyor. Onları başta kimse fark etmiyor çünkü orada zaten 30 yıl hayatta kalmayı başarmış olan Janet, tecrübesi sayesinde hayatta kalmalarını sağlıyor. Önceki hayatında edindiği dostlarından yardım alarak uçan tuhaf bir yaratıkla seyahat ediyor, başka bir dostundan Scott ve Cassie’yi bulma konusunda yardım istiyor. Bu sırada daha önce atom altı dünya hakkında annesine sorduğu onca soruya cevap alamamış olan Hope, şaşkınlık içinde annesini izliyor. Janet’ın hayatta kalma becerileri çok gelişmiş ancak gizlediği ve korktuğu bir şeyler de var. Sonrasında bu da ortaya çıkıyor.

Yıllar önce kendisi gibi bir talihsizlik sonucunda o aleme düşen çaresiz bir adama, Kang’e yardım etmiş, evrenler arası geçişi sağlayabilen gemisini yeniden çalıştırabilmesi için ihtiyacı olan enerji çekirdeğini onarıp çalıştırmış. Ancak son anda Kang’in zaman ve boyutlar arasında yolculuk ederek sayısız paralel evrenin oluşumuna ve bazılarının da acımasızca yok edilmesine sebep olan çok kötü bir varlık olduğunu fark etmiş. Kang’in enerji çekirdeğini etkisiz hale getirmeyi başararak kendisini ve O’nu sonsuza kadar o aleme hapsetmiş. Tabii bir gün kocasının gelerek kendisini ait olduğu dünyaya geri getirmesi ile kurtulan Janet’ın aksine Kang hapsolduğu yerde öfke ve hırsla dolmuş. Sahip olduğu engin bilgi sayesinde yeni bir uygarlık kurmuş, tabii bunu yaparken de yerli halkı yok etmiş. Sadece bir kısmı hayatta kalan yerli halk, Kang’ten kaçıp saklanarak intikam alacakları güne hazırlanmaya çalışmış. 

Filmin ilerleyen dakikalarında Scott ve Cassie Kang’in eline geçer. Scott’ın Antman’e dönüşmesini sağlayan küçülme teknolojisi, Kang’i evrenler arası seyahatini sağlayacak olan çekirdeğe yeniden ulaştıracak tek şeydir. Çekirdeğin sıkıştığı yere ulaşarak eski boyutlarına küçültüp Kang’e verebilecek tek kişi Scott’tır. Kang, eline geçirdiği Cassie’yi öldüreceğini söyleyerek Scott’a şantaj yapar. Kang amacına ulaşabilmek için sahip olduğu bütün gücü ve imkanları kullanır ve kötü ile iyilerin, ezilmişlerle yandaşların klasik savaşı başlar. Kang tüm gücünü toplayarak bulunduğu alemdeki herkesi yok etmek üzereyken beklenmedik bir destek savaşın akışını değiştirir. Açılan portaldan içeri giren ve zaman içinde akıllı hale gelen Hank’in karıncaları beşinci günün şafağında gelen Rohirrim gibi savaşın ortasına dalar.

Bundan sonra iki tarafın savaşını bol CGI eşliğinde klasik Antman esprileri, bazı duygusal aile anları, biraz diktatöre karşı bir araya gelen ırkların isyanının gazı gibi soslarla izliyoruz. Bir de 6 yaşındaki Cassie’yi öldürmeye çalışırken Scott tarafından bu evrene gönderilmiş olan kötü karakter Darren, şimdiki adıyla M.O.D.O.K. yani filmin ikinci kötüsü var. Scott ve diğerleri Darren’ın çoktan öldüğünü zannederken, Kang tarafından onarılmış ve yenilenerek bir ölüm makinasına dönüşmüş MODOK’u görünce hayrete düşerler. Modok da karikatürize edilmiş bir kötü olarak filme farklı bir renk katmış.

Filmin adı Antman ve Wasp olmasına rağmen hikâye pek çok karaktere yer veriyor, hatta birçok sahnede Janet’in hikayesini takip ediyoruz. Cassie ve Kang de Hope’tan fazla ama neredeyse Scott kadar ekran süresine sahip. Tabii izlediğimiz bir Marvel filmi olunca düz bir film gibi bakamıyoruz çünkü koskoca Marvel evrenindeki birçok karakter, mekân ve olay birbiriyle bağlantılı işleniyor. “Antman and the Wasp: Quantumania” da Marvel’ın, çoklu evrenler destanının bir parçası, aslında beşinci fazın ilk filmi ve sonrasında gelecek olan diğer filmlere bizi hazırlıyor. Scott ve ailesinin macerasını izlerken aynı zamanda atom altı evreniyle ilgili pek çok detayı görüyoruz, gelecek filmlerde büyük bir rol oynayacak büyük kötü Kang ile tanışıyoruz ve yine gelecek film ya da dizilerde yer alacak olan Cassie’nin bir nevi başlangıç hikayesini izliyoruz.

Kahramanlarımızın içine çekildiği yabancı dünya her ne kadar atom altı evreni diye tanımlanmış olsa da bize hepimizin yıllardır izlediği klasik galaktik uzay evrenlerinden biri gibi geldi. Yani atom altında buldukları evren uzay sonsuzluğunda bulunan evrenlerden pek de farklı değil. Grupların düştükleri yerlerde faklı atmosferler ve çeşitli türde yaşam tarzları var. Tıpkı StarWars filmlerindeki gibi, bir sürü yaratık, mekanik cihaz ve çeşitli ırklar görüyoruz. Hatta bir yandan yükselmiş ve askeri olarak güçlenmiş bir şehir diğer yanda asilerin veya ayrılıkçıların yaşadığı dağlık araziler de tanıdık görüntüler. Yani kuantum evreninin veya atom altı dünyanın kurgulanma şekli çok farklı, özel veya hayranlık verici değildi. Evrenin dinamiklerinin dünyamızdakinden farklı olmaması, yer çekimi kavramının benzer çalışması, herkesin aynı atmosferde nefes alabiliyor olması, evrendeki her türlü canlının klasik insani beslenme şekillerine sahip olması gibi durumlar çok yüzeysel ve sıradan işlenmiş hatta geçiştirilmiş.

Toparlamak gerekirse Ant-Man sevilen bir Marvel karakteri ve önceki iki film sinema seyircisi tarafından sevildi. Sevilen bir karakteri ve olayları Marvel’in yeni çağını da destekleyecek şekilde devam ettirmek yanlış bir tercih değil lakin hikâyenin kurgusunu bilinen evrenlerin kurgularına benzer yapmak işi basitçe hafife almak olmuş. Atom altı evrende olabilecek garip karakterleri anlıyoruz ancak insan formunda yaşam şekillerinin var olması ise ciddi bir tartışma konusu. Çizgi romanlarda uzun uzun hikayeleri anlatılan Modok karakterinin bir filmde geçiştirilmesi de biraz tatsız olmuş. Aslında beklenti Modok’un daha büyük bir kötü olarak geleceğe taşınması yönündeydi. Belki de Modok’u başka bir Marvel yapımında bağımsız olarak yeniden izleriz, bunu ileride göreceğiz. Şimdilik bildiğimiz ve anladığımız Fatih Kang özelinde ciddi yapımlar gelecek. Post-Credit sekanslarda bunun mesajları açık olarak verildi. Bir önceki fazın büyük kötüsü Thanos gibi bu fazın büyük kötüsü de Kang olacak. Bu filmin asıl olayı Marvel’in gelecek filmlerindeki olaylara ve karakterlere bir girizgâh niteliğinde olması. Son olarak filmin bir kısmının Türkiye’de, Kapadokya’da çekildiğinin de bilgisini paylaşalım. 

Bir Marvel yapımını anlatmak, öncesini-sonrasını birbirine bağlamak başlı başına ciddi bir iş, oturup saatlerce tartışılabilecek büyük bir olay ve bütün bunları tek bir videoda yapmak tüm detaylarıyla tartışmak ne yazık ki mümkün değil. Bu yüzden standart izleyiciye hitap edebileceğimiz şekilde konunun özeti kısaca bu şekilde. Bir sonraki videomuzda görüşmek üzere, sinemayla kalın, bidünyafilm’den ayrılmayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir