Meta-Referans ve Dördüncü Duvar Nedir?
“Metareference”, Türkçeye “üst düzey referans” veya “metareferans” olarak çevrilebilir. Metareferans, bir eserin, kendisinin veya türünün farkında olduğunu gösteren bir edebi veya sanatsal tekniktir. Bu, bir hikâyenin içindeki karakterlerin, hikâyenin içinde olduklarının farkında olduklarını ifade etmeleri veya bir filmin kendi yapımı hakkında doğrudan veya dolaylı olarak bilgi vermesi gibi durumlar olabilir. Metareferans, genellikle bir eserin, kendi varlığına veya kendi yaratılış sürecine dikkat çektiği anlamına gelir.
Tam burada yeni bir kavramı öğrenmemiz gerekiyor; “Dördüncü duvarı yıkmak”. Dördüncü duvarı yıkmak” ve “metareferans” kavramları, birbiriyle yakından ilişkili olan iki tekniktir. Her ikisi de bir eserin veya eserdeki bir karakterin kendi farkındalığını ve izleyici veya okuyucuyla olan ilişkisini vurgular.
Dördüncü duvarı yıkmak, metareferansın bir biçimi olarak görülebilir. Çünkü bir karakterin seyirciye doğrudan hitap etmesi, eserin kendi farkındalığını gösteren bir harekettir. Bu, izleyiciye hikâyenin bir parçası olduğunu hatırlatır ve onu eserin içine çeker.
Dördüncü duvarı yıkmak, bir tiyatro, film veya televizyon karakterinin doğrudan seyirciye hitap ettiği, yani karakterin normalde var olmayan, hayali bir dördüncü duvarı kırarak seyirciyle etkileşime girdiği bir tekniktir. Bu, karakterlerin veya anlatıcıların seyirciye dönüp konuşmaları, onlara bakmaları veya hikâyenin dışında olan bir şey hakkında yorum yapmaları anlamına gelir. Bu teknik, izleyicinin hikâyeye daha derinlemesine dahil olmasını sağlar ve anlatının gerçekliğini sorgulamalarına neden olabilir.
Bu kavramları daha iyi anlamak için şu örnekleri verebiliriz:
– Bir romanda karakterlerin yazar hakkında konuşmaları.
– Bir filmde karakterlerin kameraya dönüp seyirciyle konuşmaları.
– Bir tiyatro oyununda oyuncuların sahnede olduklarını belirtmeleri.
Metareferans veya dördüncü duvarı yıkma teknikleri izleyici veya okuyucuyu eserin içine çekerek, onun gerçekliğini sorgulamalarına ve sanatın doğası üzerine düşünmelerine neden olabilir.
Şimdi metareferans içeren birkaç filme göz atalım.
Deadpool (2016); Film, baş karakterinin sık sık dördüncü duvarı yıkarak seyirciyle doğrudan konuşmasıyla ünlüdür. Deadpool, kendi hikayesinin bir film olduğunu bilerek hareket eder.
The Truman Show (1998); Jim Carrey’nin başrolde olduğu bu film, ana karakter Truman’ın hayatının aslında bir televizyon şovu olduğunu keşfetmesini konu alır. Film, medya ve gerçeklik kavramlarını sorgular.
Adaptation (2002); Charlie Kaufman’ın senaryosunu yazdığı ve başrolde Nicolas Cage’in yer aldığı bu film, senaryo yazma sürecini ve film yapımının kendisini konu alır. Film, kendi senaryosunu yazma sürecinde olan bir karakteri merkezine alarak metareferanslar kullanır.
Scream (1996); Wes Craven’ın yönettiği bu korku filmi, korku filmi klişeleri ve türün kendisiyle alay eder. Bir video film kiralama dükkanında çalışan gençlerin, izledikleri filmlerden ilham alarak korku filmlerinin kurallarını tartışmasını ve bu kurallara göre hareket etmesini izleriz.
Annie Hall (1977); Woody Allen’ın bu filmi, karakterlerin doğrudan seyirciyle konuştuğu ve hikâyenin yapısını bozan sahneler içerir. Film, kendi anlatım tarzını ve romantik komedi türünü sorgular.
Fight Club (1999); David Fincher’ın yönettiği bu filmde, anlatıcının kendisiyle ilgili gerçekleri keşfetmesi ve filmin sonunda dördüncü duvarı yıkan bir konuşma yapması metareferans örneklerindendir.
Kuru Otlar Üstüne (2023); Nuri Bilge Ceylan’ın bu filminde baş karakterlerden Samet, ışıkları söndürmek için evin içinde gezerken bir kapıdan çıkar, filmin setini boydan boya geçer ve evin banyosu olarak tasarlanmış olan bölüme gider. Sekans boyunca biz de kamerayla Samet’i takip ederiz, hatta set çalışanlarını bile gözlemleme imkânı yakalarız. Nuri Bilge Ceylan’ın “Kuru Otlar Üstüne” filmindeki dördüncü duvarı yıkan sekans, metareferansın güçlü bir örneğidir. Bu sahne, izleyiciyle doğrudan bir bağlantı kurarak hem karakterin hem de filmin kendi farkındalığını ifade eder. Böylece, izleyiciyi hikâyenin kurgusundan kopararak, sanatın ve anlatının doğası üzerine düşünmeye teşvik eder.
Kocan Kadar Konuş (2015); Filmin kahramanı Efsun, sık sık kameraya dönüp izleyiciye doğrudan hitap ederek kendi yaşadığı olayları ve duygularını anlatır. Bu anlar karakterin hikayesinin farkında olduğunu ve izleyiciyle doğrudan iletişime geçtiğini gösterir. Bu tür sahneler, metareferansın bir biçimi olan dördüncü duvarı yıkma tekniğiyle gerçekleşir. Filmde kullanılan metareferans teknikleri, izleyicinin hikâyeye daha derinlemesine dahil olmasını ve anlatılan hikâyenin sınırlarını aşarak toplumsal ve kültürel yapılar hakkında düşünmesini sağlar. Efsun’un doğrudan izleyiciye hitap etmesi, romantik komedi klişelerine yapılan göndermeler ve Türk toplumundaki evlilik baskılarına yönelik eleştiriler, filmin metareferansları olarak öne çıkar. Bu unsurlar, izleyiciye hem eğlenceli hem de düşündürücü bir deneyim sunar.